Ana Sayfa Yazarlar 27.04.2020 73 Görüntüleme
YÖNETİM HATALARI KADERE MAL EDİLEMEZ

YÖNETİM HATALARI KADERE MAL EDİLEMEZ

Tarih boyunca devletler kurulmuş, nitelik değiştirmiş, tarihten silinmiş, günümüze kadar devam edenler olmuş, devam edenlerin en büyük neden ve avantajı millet olma özelliğini elde etmiş olmalarıdır. Yıllar içinde yönetim biçimleri değişmiş olmakla birlikte mevcudiyetlerini ve millet olma özelliklerini sürdüren milletlerden birisi de Türklerdir.

Türk dünyasında Han’lıklar kurulmuş batmış, boylar kurulmuş batmış, beylikler kurulmuş batmış, imparatorluklar kurulmuş batmış ama dünyaya gelip geçen bir kısım kavimler gibi Türk milleti yok olmamıştır. Bunun nedeni derin bir kültür yanında devlet kurma ve yönetme iradesine sahip olmaktadır.

Yönetimler niçin batar, esas itibariyle de bizim devlet anlayışımızda millet yok olmaz ancak devlet yönetim şekilleri değişir. Bu değişiklikler de otoriter yönetimlerde saltanatın yıkılması, demokratik rejimlerde ise seçimin kaybedilmesi şeklinde olur.

Hükmedenleri iktidardan götüren en büyük etkenler; dayanışmanın yok olması, üretimin zayıflaması, tüketim çılgınlığı, dengesiz vergiler, yönetimdeki liyakatsizlik, adaletsizlik, toplumdaki umutların kırılması, göçün hızlanıp yoğunlaşması, iblisane gurur ve kibir, gösteriş, riyakarlık ve ayyuka çıkan yalakalığın etkili olmasını toplumların çöküş belirtileri olarak ifade edebiliriz.

Ünlü filozof İbn-i Haldun da ”Mukaddime” isimli büyük eserinde bir iktidar ne zaman yıkılır sorusuna şöyle bir cevap veriyor ”ölçüsüzlük ve ısraf” diye başlayıp şöyle devam ediyor ”iktidarlar kendilerinden öncekilerin birikimlerini sorumsuzca şatafat ve gösterişe harcar. Bunun yanı sıra en yakınındaki aile efradına da oldukça cömert davranırlar. Bu yüzden etraflarına toplumun en kötü ve niteliksiz insanlarını çekerler.

Bunlara liyakat sahibi olmadıkları için altından kalkamayacakları görevler yükleyip sorumluluk verilince bunlarda niteliksizliklerini gizlemek için kapılarını halka kapatırlar. İnsanlardan uzaklaştıkça söz dinlemez ve gerçekleri anlama imkanını kaybederler. Etraflarına duvar ördükleri için de iyileşme umutları tükenir ve kendi içlerine çökerler”

Yıkılışlar hep yönetim hatalarından kaynaklanmıştır. Devlet adamı olmak ve devleti yönetmek kolay değildir.Bu görev bilgi ister, yetenek ister, basiret ister, tecrübe ister. Yönetim hataları kadere mal edilemez. Yıkılışların yanında birde çöküşler vardır. Ekonomide, sosyal ve kültürel yapıda, dış politikada, itibarda çöküş varsa vahamet burada başlar. Yönetimin batışı ile sonuçlanır.

Tabi ki bu olumsuzluklardan etkilenip hayatı kararan ise devletin her türlü yükünü çeken sade vatandaşlardır. Ancak şurası da bir gerçektir ki karamsarlık ve kadercilik çözüm getirmez gayret ve azimle üstesinden gelinmeyecek ve giderilemeyecek problem yoktur. Yeter ki yılgınlığa ve karamsarlığa meydan verilmesin. Anadolu’da güzel bir söz vardır ”kader gayrete aşıktır” gayret edilirse ve nemelazım denilmez ise makus kader değişir. Türk milleti bilinçlendirilip, aydınlatıldığı takdirde gerçekleri görüp, tercihini mutlaka doğru yönde yapacaktır. Çünkü ezelden gelip ebediyete gidecek olan Türk töresi, kültürü, tarihi birikimi yol göstericidir ve kurtuluşa yatkındır yabancı değildir. Büyük önder Atatürk’te Türk insanındaki bu üstün özellikleri gördüğü ve bildiği için milli mücadeleyi başlatıp her yönde kazanmıştır.

Bilinçlendirildiği ve gayrete getirildiği takdirde; Asrın başında saltanatı yıkan ve milli mücadeleyi bütün yönleriyle kazanan Türk milleti her türlü badireyi de atlatmasını bilir.

Son söz olarak; tüm olumsuzlukların giderilmesi, hiç yaşanmaması ve mutlu bir gelecek için devlet kadrolarına nitelikli, birikimli, liyakat sahibi, temsil yeteneği yüksek ve paylaşımcı kişilerin getirilmesi zorunluluk arz etmektedir.

Yazar Hakkında

Adı Soyadı:

Mesleği:


Tema Tasarım |
Telefon
WhatsApp