Ana Sayfa Yazarlar 4.05.2020 87 Görüntüleme
SEVMEK AMA NASIL VE NE KADAR

SEVMEK AMA NASIL VE NE KADAR

İnsanoğlu tabiatı ve doğası gereği seven bir varlıktır. Bu duygu, onun en tabii yönü ve ihtiyacıdır. Insana sevme deseniz de, mutlaka canlı ya da cansız, insan ya da hayvan bir şeyleri mutlaka sevecektir.Buna engel olmak imkansız gibi bir şeydir. Fakat kimleri ve neleri ne kadar sevmeliyiz bunu çok iyi bilmemiz ve ayırt etmemiz gerekir.Kur’an-ı Kerim’de ” de ki Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kötüye gitmesinden kaygılandınız ticaret ve hoşlandığınız konutlar size Allah’tan ,peygamberden ve onun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah günaha dalmış bir topluluğu asla doğru yola erdirmez.(Tevbe 24) buyrulmaktadır. Sevgi konusunda Kur’an’ın öncelikleri vardır ve bunlar doğrultusunda, muhataplarını yönlendirmeye çalışmaktadır. Aslında Kur’an nazarında sevgi bir bütünlük arz etmektedir. Insanda, müstakil olarak şu ya da bu varlığa karşı bir sevgi söz konusu değildir. Aksine bu durum İslam’ın doğasıyla ve değerler sistemi ile uyuşmayan bir durumdur. Zira Allah sevgisini bir tarafa bırakıp, insan veya bir başka sevgiden bahsetmemiz doğru olmaz. Yine peygamber sevgimiz Allah’ın elçisi olmasından dolayıdır. Biz yaratılanı Yaratandan dolayı severiz. Tabiata doğaya karşı olan sevgimiz de Allah’a karşı olan inanç ve sevgidendir. Her şeyde Allah’ı bulduğumuzdandır. Bilindiği gibi tarih boyunca bütün peygamberler insanları, Allah’a ibadet etmeye ve kul olmaya, kulluk yapmaya çağırmışlardır. Bizler bunu şöyle anlarız:
Gönderilen bütün peygamberler aslında insanlara ,neleri ve kimleri ne kadar çok sevmeleri gerektiğini öğretir. İşte bu yüzden kulluğun sevgi ile çok yakından bir ilişkisi vardır. Bir anlamda insan neyi fazla seviyorsa ona kulluk etmektedir. Çünkü onu hayatının amacı haline getirmekte,hayat enerjisini onun uğrunda tüketmektedir. Biraz daha açacak olursak, bizler Kur’an’ın sevgi tasavvurunu bir piramide benzetebiliriz. Bu piramidin en zirve noktasını Allah sevgisi oluşturmaktadır. Bu bütün sevgilerin kaynağıdır. Daha alt sırada peygamber sevgisi vardır, üçüncü sırada Allah yolunda Cihad sevgisi gelmektedir. Daha altta anne, baba, evlat, kardeş, eş sevgisi gelir (İsra 23,Rum 21) onun alt sırasında, müminlere karşı olan sevginin geldiğini söyleyebiliriz.(Hucurat 10-Haşr 9-Enfal 63) Daha sonra da akraba sevgisi ve diğer canlılara karşı olan sevgi gelir. Insan, doğası gereği birçok sevgiyi kalbinde barındırabilir. Bunların ilk sırasını Allah sevgisi oluşturur ,kimi zaman da ,Allah sevgisinden sonra aynı mekanları paylaştığı kişiler ,objeler, eşyaları bile çok sevebilirler. Bu kimi zaman bir giyecek bir yiyecek dahi olabilir, bu ise fıtri bir eğilimdir. İslam’da bunları, meşru hatta yerine göre gerekli görmüştür. Fakat bütün bu sevgilerin, Allah sevgisinden üstün olmaması gerektiğini unutmamalıyız. Sevgi’nin odak noktası Allah’tır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki Allah sevgisi de tek yönlü bir sevgi değildir. Kuldan Allah’a, Allah’tan kula yönelik bir süreci ifade eder. Allah ile aramızdaki ilişki bir sevme, sevilme ilişkisidir.” Allah onları sever ,onlar da Allah’ı sever .( Maide 54) Kısacası sevgi, insanın doğasında vardır , insan sevmek ve sevilmek için yaratılmış da diyebiliriz.
Selam ve dua ile….

Yazar Hakkında

Adı Soyadı:

Mesleği:


İlginizi çekebilir

“TEPÜK”…

“TEPÜK”…

Tema Tasarım |
Telefon
WhatsApp