Ana Sayfa Yazarlar 4.03.2021 68 Görüntüleme
SAĞLIK DEVRİMİ GERİCİDİR

SAĞLIK DEVRİMİ GERİCİDİR

Başlığı gören çok bilmişler hemen şunu söyleyeceklerdir:

“Devrimin gericisi olur mu?”

Evet olur… Önümüzde ve tam yanımızda kocaman bir örnek var.

İran İslam Devrimi…İran’ı alıp ortaçağa götüren bir eylem..

Ülkemizdeki “sağlık devrimi de” İran’daki devrime çok benziyor.

Sanayi’de “akort” sistemi vardır.

Çok üreten çok kazanır.. Diyelim ki, saksı yapıyorsunuz. Üst sınırınız da 20 saksı. Eğer daha fazla saksı üretirseniz, ürettiğiniz saksı başına ek ücret alırsınız.

Yapılan sözde sağlık devrimi ile insan ile saksı eş değer tutuldu.

Doktora diyorlar ki “ ne kadar hasta o kadar para” Bir doktor buna karşı çıkmış.

Hastalarına daha fazla zaman ayırmak istediğini, kapısına astığı yazı ile ifade eden ve sürgün edilen psikiyatri uzmanı için mücadele veren İzmir Tabip Odası’nın açtığı dava sonuçlandı.

İzmir Tabip Odası resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada, ‘’Alsancak Devlet Hastanesinde görevli psikiyatri uzmanı bir meslektaşımız, hakkında yapılan soruşturma gerekçe gösterilerek Aliağa Devlet Hastanesi’ne atanmıştır. Soruşturmanın görünürdeki gerekçesi, meslektaşımızın mesaiye geç gelmesi, arka plandaki gerekçesi ise poliklinik kapısına astığı yazıdır.’’ ifadeleri kullandı. .

Hekimin kapısına astığı yazının içeriği şu şekilde:

“Randevusuz hasta bakılmamaktadır. Psikiyatri hastasının en az muayene süresi 20 dakika olmalıdır. 10 dakikalık süre ancak 32 randevuya yetmektedir. Yetersiz verdiğim ve yetersiz aldığınız tedavi hizmeti için ortak mücadele vermemiz gerekmektedir”

Hekim poliklinik kapısına astığı yazı gerekçe gösterilerek tayin edildiğini dile getiren İzmir Tabip Odası, ‘’Meslektaşımız, bu yazı gerekçe gösterilerek, hastaları sağlık sistemine ve hastane yönetimine karşı kışkırttığı gerekçesiyle tayin edilmiştir. Bu işlemin iptali için İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu tarafından dava açılmıştır. İzmir 2. İdare Mahkemesi, atama işlemini iptal etmiştir. Mahkemenin karar gerekçesinde önemli değerlendirmeler yapılmıştır.’’ açıklamasında bulundu.

“Ne kadar çok hasta o kadar çok para” mantığı sürerse doktorlar isyan etmez ama yakında hastalar ve yakınları eylem koymaya başlarlar.

Bazı yurttaşlarımız “ hastane kapılarında beklemiyoruz”, gibisinden sonuçlara hiç etkisi olmayan övgüler düzseler de, gerçekler çok farklıdır.

Kimin nerde beklediğinden çok doktorların hastalara yeterli zaman ayıramaması sağlıktaki asıl sorundur.

Aynı sorun adliye sisteminde de yıllardı bulunuyor.

Sonuçta da yıllar süren davalar ve adaleti paspasa çeviren kararlar çıkıyor.

Adaletsizlik Yargıtay’daki dosya sayılarını arttırıyor.

Adliyeden çıkan kararların temyizi vardır ama doktorların baskıyla aceleye getirdiği tedavilerin temyizi yoktur.

Hastaların eksik, yanlış, gecikmeli tedavilerinin temyiz makamı Azrail’dir.

Sağlık sisteminin görevi hastaya saksı, doktora da amele muamelesi çekerek konuyu Tanrı’ya bırakmak değildir.

“ Allah’ın takdiri” artık bir inanç olmaktan çıkmış, insanları kandırma aracına dönüşmüştür.

Tehdit, baskı, şantaj ile kurumlar yönetilmez.

Devlet hiç yönetilmez.

Hakkını arayanlara Fetöcü, hukuksuzluğa karşı çıkanlara darbeci diye damga vurarak yola devam edilemez.

Kenan Evren iblisinin başlattığı doktor düşmanlığı sürüyor.

İki düşmanlık sahiplerini yakıp kül eder.

1- Doktor düşmanlığı

2-Hukuk düşmanlığı

Ölümsüz insan yoktur. Bir gün herkes ölecek.

Dualarla eller üstünde gitmek var, Evren gibi tabutuna kimse saldırmasın diye güvenlik önlemleri ile tek başına gitmek de.

Yazar Hakkında

Adı Soyadı:

Mesleği:


Tema Tasarım |
Telefon
WhatsApp