Ana Sayfa Sağlık 1 Ocak 2020

Polikistik over sendromu nedir? Belirtileri neler, tedavisi nasıl?

Polikistik over sendromu (PKOS) ile ilgili sozcu.comtr’ye detaylı bilgiler veren Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, milyonlarca kadını ilgilendiren hastalığın belirtilerini ve tedavisini anlattı. PKOS’un belirtileri neler, kısırlığa ve kansere sebep olur mu? Tüylenme sorunu olan kadınlar kesin olarak PKOS hastası mı? PKOS’a sebep olan hormon bozucular neler? İşte cevaplar…

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Endokrinoloji Derneği Başkanı, EndoBridge Kurucu Başkanı Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, Antalya’da düzenlenen EndoBridge Kongre kapsamında sozcu.com.tr’ye özel bilgiler verdi.

Prof. Dr. Yıldız, polikistik over sendromunun milyonlarca kadını ilgilendirdiğini ancak hastalıkla ilgili farkındalığın çok az olduğuna değindi. “Aslında halk arasında çokça konuşuluyor ama bu hastalıkla ilgili çok fazla yanlış bilgi var. Bu nedenle polikistik over sendromu konusunun daha çok konuşulması gerektiğini düşünüyorum.” diyen Prof. Dr. Yıldız, hastalığın tanı ve tedavisinde dünyaya yön veren çalışmalar yaptıklarını da ekledi. İşte Prof. Dr. Yıldız’dan önemli bilgiler…

PKOS’UN ADI DEĞİŞMELİ Mİ?

Polikistik over sendromunda önemli sorunlardan biri de hastalığın adı. Şu an tıp dünyasında ‘adını değiştirmeli miyiz?’ sorusunu konuşuyoruz. Evet, adı polikistik over sendromu ve dolayısıyla herkeste şu algı oluşuyor; bu bir over hastalığı ya da yumurtalık hastalığı. Bu konuda dünyada en çok atıf alan çalışmalardan birini Türkiye’de biz yaptık. Bu bir yumurtalık hastalığı değil ve daha önemlisi PKOS’lu kadınların birçoğunun yumurtalıklarında polikist yok ya da polikistik over durumu var ama onlar da hasta değil. Dolayısıyla adının yanlış olduğunu düşünüyoruz.

Burada problem tanı koyabilmek. Bir hasta ortalama 4 doktora gittikten sonra ancak tanı alıyor. Hastalar çok mutsuz, doktorların kendilerini anlamadığından şikayet ediyor.

HANGİ BELİRTİLER DEĞERLENDİRİLİYOR?

Polikistik over sendromunda şikayetler genellikle ergenlik döneminde başlıyor. Hastalarda ilkinden itibaren adetler düzensiz olmaya başlıyor; mesela 3-6 ay hiç adet görmedikleri oluyor. Bu da tabi psikolojik olarak sıkıntıya yol açıyor. İkinci olarak görüntüde sıkıntı yaratacak şekilde vücutta erkek tipi tüylenme ve saç dökülmesi, sivilcelenme oluyor. 18-19 yaşında bir genç kız için bu psikolojik olarak yıkım.

“TÜYLENME SORUNU TÜRK KADINLARINDA ZATEN VAR”

Üç kriterimiz var tanı koymak için. Birincisi erkek tipi hormonların kanda yüksek olması ve bunun da bıyık, göğüs bölgesinde aşırı tüylenme yapması. Bu kriteri belirlerken problem yaşıyoruz çünkü hormon ölçümleri her yerde standart değil; bir yerde yüksek diğerinde düşük çıkabiliyor. Ayrıca Türk kadınlarında yapısal olarak da fazla tüylenme var. Dolayısıyla bu kişilerin hepsinde hormonel bir hastalık olduğu anlamına gelmiyor. Kadınlar doktora gittiğinde bir kısmına ‘sende hormonel hastalık var’ deyip gereksiz tetkik yapılabiliyor, bir kısmı ile ise normal olarak değerlendirilip hiç ilgilenilmiyor.

İkinci kriter adet düzensizliği. Bu durumda da hastalar, kadın doğuma başvuruyor ve genellikle yıllarca doğum kontrol hapı kullanmak durumunda kalıyorlar. Bu ilaçların da zaten uzun dönem kullanımında kendine göre olumlu olumsuz etkileri var. Ayrıca adet düzensizliği de ileri yaşta kısırlık olarak kendini gösterebiliyor.

Üçüncü kriter ise yumurtalıktaki görüntü. Polikistik over görüntüsü, yani çatlamamış 2-9 milimetrelik kistler. Ama bizim o görüntüye gerçekten sendromun bir parçası dememiz için belli bir sayıda olması gerekiyor ve yumurtalığın hacminin de belli bir oranın üzerine çıkması gerekiyor. Ancak görüntülemelerde genellikle hacme bakılmıyor, sayısı için de ‘çok sayıda’ denilip geçiliyor. Dolayısıyla da birçok kadın aslında alakası yokken polikistik overi var diye etiketleniyor. Teşhisteki bu problemler sadece Türkiye’de değil tüm dünyada var.

Bu üç kriterden üçünün olmasıyla tanı koyabilirken bazen bu üçünden ikisinin olması yetiyor. Ancak bazen de polikistik over sendromunun klinik bulgularını taklit eden bir sürü başka hastalıklar olabiliyor. Mesela tiroidi az çalışıyorsa adetleri bozulabilir ya da bir takım enzim bozuklukları aynı polikistik over gibi belirtiler verebiliyor. Yani çok zor tanı koyabiliyoruz ve dolayısıyla doktorlar da hastalar da anlamakta zorlanıyor. Bu konudan anlayan ve inceleyen merkez sayısı sınırlı olduğu için hastalar doğru tanı ve uzun dönem tedavi alamıyorlar.

TÜRKİYE’DE GÖRÜLME ORANI YÜKSEK

Türkiye’de görülme oranı dünyaya göre çok yüksek. Dünyada en yüksek polikistik over görüntüsünü yüzde 30’larda bulan biziz. Bunun nedenini şu an bilmiyoruz. Toplumda birçok kadın polikistik over sendromu olduğunun farkında da değil. Yıllarca epilasyon merkezlerine gidiyor yine de sonuç alamıyor. Ama hiç gidip bir endokrin uzmanına başvurmuyor.

TEDAVİSİ VAR MI?

Hasta tanı aldıktan sonra ilk olarak hastayı rahatsız eden tüylenme ve adet düzenlemesi için ilaç tedavileri var. Bu konuda şanslıyız. Ayrıca çocuk sahibi olma konusunda da kısırlık tedavisi olmak gerekiyor. Aslında polikistik over sendromu, kısırlık demek değildir. Yani her hasta kısır olacak anlamına gelmiyor ama internette bu konuda çok bilgi kirliliği var. Benim birçok hastam hiç tedavi görmeden, sağlıklı yaşam tarzı edinerek gebe kaldı ve sağlıklı bebekler doğurdu. Bu hastalarda yumurtlama problemi oluyor ama bu bir yıl içinde yumurtlamalı birkaç tane adeti olmayacak anlamına gelmiyor. Ama yine de olmazsa yardımcı üreme tekniklerini kullanarak yüzde 100’e yakın oranda yüksek başarı sağlayabiliyoruz.

Bunların yanında gebelikteki gebelik şekeri, düşük riski gibi birçok problem, polikistik overlerde daha çok görülüyor. Doğumdan sonra ise bu kez annenin kendisi ile ilgili uzun dönem sağlık riskleri gündeme gelebiliyor. Dolayısıyla polikistik over sendromlu her hasta birbirinden farklı olabilirken aynı hastanın da yıllar içinde şikayetleri ve kliniği değişerek geliyor.

DEPRESYON RİSKİ 7 KAT DAHA FAZLA

35 yaşından sonra kilo veremiyor, insülin direnci başlıyor, bu hastalarda şeker hastalığı riski 4 kata varan oranda arıyor.
Zeminde insülin direnci olduğu için de erkek tipi hormonlar da fazla salınıyor. Yani hem erkek tipi hormon yüksekliği de insülin direnci birbirini etkiliyor. Hem kozmetik şikayetler hem gebelik sorunları hem doğumla ilgili riskler hem de metabolik hastalıklar sonucunda yağlı karaciğer riski daha fazla görülüyor. Ayrıca kalp damar hastalığı risk faktörleri daha fazla. Tabi ki tüm bunlar duygu durumunu da etkiliyor. Yine dünyada ilk kez Türk kadınlarında yaptığımız çalışmalarda, bu hastalarda 7 kat artmış depresyon riski bulduk ve bunu üreme tıbbının en önemli dergilerinden birinde yayınladık. Hastalarda tedavi için doğum kontrol hapı verilmesi durumunda, ilaçlar sentetik kadınlık hormonu içerdiği için onlar da duygu durumunu değiştirebiliyor. Dolayısıyla hem polikistik over sendromunun yarattığı duygu durum değişikliği var hem de doğum kontrol hapını sürekli aldığınızda iştahınızda, kaygı durumunuzda değişiklik olabiliyor, depresyon varsa artabiliyor.

Ayrıca yine literatüre ilk kez bizim kazandırdığımız bir durum da diş eti hastalıklarının bu hastalarda daha sık görülmesi. Bunun da insülin direnci ile ilgili olduğunu biliyoruz.

Kalp krizi, inme gibi riskler fazla ama öte yandan o kistler çatlamamış olduğu için ilk adetten menopoza kadar olan zaman uzayabiliyor. Dolayısıyla bir anlamda şu anda bizim yeni tartıştığımız daha literatürde veri olmayan konu ‘acaba PKOS bütün bunlara rağmen ömrü uzatan bir hastalık olabilir mi?’ Yumurtalığın az çalışmasının ve erken yaşta durmasının ömrü kısalttığını biliyoruz. PKOS’ta aslında bir rezerv var, halk arasında çatlamamış yumurta dedikleri, dolayısıyla ilk adetle menopoz arası uzun oluyor. Dolayısıyla PKOS’u olanlar daha fazla östrojene maruz kalıyorlar. Bu durum ömrü uzatan bir şey olabilir mi? Bunlar yeni araştırmaların soruları olacak.

PKOS VE KANSER RİSKİ

PKOS rahim zarı kanserinin riskini çok artırıyor. Temel nedeni de düzensizlik nedeniyle adetlerin aralarının açılması. Bir kadının rahim zarının kalınlaşmasının engellenmesi için doğal yaşamda belli zamanlarda adet kanaması oluyor olması lazım. Ama bir kadın 6 ay adet görmezse o kalınlaşma östrojen etkisiyle sürekli devam ediyor. İşte o noktada oradaki hücrelerin biyolojik davranışı değişip rahim zarı kanserini oluşumuna neden olabiliyor. Dolayısıyla hastaların mutlaka belirli aralıklarla adet görmelerini sağlamamız gerekiyor.

Burada yine şöyle bir problemle karşılaşıyoruz, Tüylenmesi olan genç kadının yüzde 40’ında adet kanaması aydan aya varmış gibi görünüyor ama yumurtlama yok. Yani tüylenmesi olan her genç kadının ‘yumurtlaması sağlıklı mı?’ diye de bakmak lazım.

PKOS VE OBEZİTE

Obezite ile ilgili çok çalışma yaptık. Şunu biliyoruz ki, kilo aldığınız zaman sistem sıkıntılı çalışmaya başlıyor; erkeklik hormonu artıyor, adet düzeni bozuluyor, tüylenmesi artıyor. Obezite PKOS’un görülme ihtimalini artırırken, PKOS olanlarda da obezite daha sık görülüyor.

NELER YAPILMALI?

Bu hastalığı olan kadınların kendi tecrübelerini paylaşması gerekiyor. Ayrıca tanıda yaşadığımız zorluğu aşmak için birçok uzmanlık alanında eğitimler verilmeli ve bu alanlar birbiriyle ilişkide olmalı. Daha çok bilinirlik gerekiyor ve daha çok araştırma gerekiyor. 18 yaşına kadar hastalarda adet düzensizliğinde takip öneriyoruz ve 12-13 yaşındaki kişilere hemen tanı konulmaması gerektiğine inanıyoruz.

GEÇ YAŞLARDA TEŞHİS EDİLİRSE…

Geç yaşlarda teşhis edildiğinde de tedavi mümkün olabiliyor ama daha zor oluyor. Ne kadar erken o kadar iyi. Mesela 35 yaşından sonra tedavide doğum kontrol hapı kullanımı ile ilgili ciddi kısıtlamalarımız oluyor; tansiyonu, migreni, şekeri varsa doğum kontrol hapı veremiyorsunuz. Türkiye’de pek dikkat edilmiyor ama sigara içenlerin de bu ilacı kullanmaması gerekiyor. Çünkü doğum kontrol hapı sigara içenlerde beyinde ya da bacakta pıhtı atma ihtimalini artırıyor.

HORMON BOZUCULAR

Çocukluk çağında hormon bozuculara maruz kalmak PKOS’un gelişmesinde etkili. Plastik kullanımı, mikrodalga kullanımı, işlenmiş gıda tüketimi dahil birçok şeyle ilgili önemli düzenlemeler yapılmalı, politik önlemler de alınmalı.

Tema Tasarım |
Telefon
WhatsApp