Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz sosyal medya hesapları üzerinden yayınladığı yeni videolu açıklaması ile seçim güvenliğine değinerek herkesi Yenilik Partisi Seçim Güvenliği Çalıştayı’na davet etti. Yılmaz açıklamasında, “Halkın iradesine sahip çıkalım. Böyle güvensiz seçim olmaz! Bu pazar seçimin güvenliğini masaya yatıracağız. Somut çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağız! Davetlimizsiniz.” İfadelerini kullandı.
“Türkiye’de adil, demokratik ve şeffaf seçimler yapılmıyor. Yıllardır böyle. Ben seçimden önce 19 tane siyasi parti başkanına mektup gönderdim.” diyen Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Gelin, seçim güvenliğini önce konuşalım, seçimlerin güvenliğini sağlayalım, öyle seçime gidelim” dedim. Sonuçta bir seçime gidiyorsunuz ama güvenliği şaibeli ve şüpheli. O gönderdiğim 19 tane siyasi partiyi şimdi isim isim sayacağım çünkü siz takip edin, belki bunlara oy verdiniz. Bakın bu partiler bu süreçte hiç ses seda vermediler. Ayrıca hadi benim çağrıma cevap vermediler, Kendileri de seçim güvenliği ile ilgili bir şey yapmadılar. Erdoğan abilerine seçimi teslim etmek için, Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrasi ve Atılım Partisi, Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti, Doğru Parti, Gelecek Partisi, Halkların Demokrat Partisi, İYİ Parti, Memleket Partisi, Milli Yol Partisi, Saadet Partisi, Türkiye Değişim Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Zafer Partisi. 19 tane siyasi parti başkanına kendim bizzatihi mektup yazdım. Gelin seçimin güvenliğini konuşalım dedim. Bu en son seçimden önce hiçbirinden cevap gelmedi ve sonra çıktılar. “Seçimler demokratik mi oluyor?” diye bir sürü böyle yalandan, palavracı yaklaşımlar gördünüz.” Dedi.
TÜRKİYE’DE EN ÖNEMLİ KONU SEÇİM GÜVENLİĞİDİR
Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın açıklamasının devamı şöyle:
Siz eğer siyasal İslamcı iktidarı ve onun etrafına kümelenmiş yapıyı çökertmek, bunun yolu sandığa gitmekten değil, bin defa gidin sandığa, sandığın güvenliğini ve genel olarak da seçimin bütün güvenliğini sağlamaktan geçer. Bunu yapmadıktan sonra bin defa seçime git, bin defa sandıkları kontrol et. Siz o sandık sandıktan önceki süreci eğer bilmiyorsanız sandığa gelene kadar süreci kontrol edemiyorsanız o zaman o da çıkmamış olur.
3 ÖNEMLİ KONU VAR
Üç önemli konu var, bir SEÇSİS sistemi sakat. Bu sistem güvenilir değil, şeffaf değil. İddia ediyorum hiçbir siyasi partinin başkanı veya seçim işlerinden sorumlu başkanları SEÇSİS sisteminin teknik özelliklerini bilmiyorlar. Biz açıkçası bilmiyoruz. Mesela kriptografik sistemin ne kadar güvenli olduğunu bilmiyoruz. Algoritması nasıl çalışıyor? Bir partiye şu kadar çarpanı var, diğer partiye başka bir çarpanı var, bilmiyoruz. Kimse de bununla ilgili siyasi partilere, “Siz seçime seçime giriyorsunuz. Bunlarla ilgili herhangi bir şaibe olmasın. Gelin bunun nasıl işlediğini, ne yapıldığını, nereden kontrol edildiğini, dışarıdan sisteme girilip girilmediği” konusunda olabilecek sorulara bir cevap verilmiyor.
PARTİLERİN DAİMİ TEMSİLCİLERİ OLMASI LAZIM
İkinci önemli konu, nüfus ve vatandaşlıktır. Seçmen sayısı buradan gidiyor. Hem SEÇSİS sistemine gidiyor, hem YSK’ya gidiyor. Biz burada var mıyız kardeşim? Yokuz. Biz nereden bilelim 5 milyon seçmenin giydirilip giydirilmediğini hayali seçmenlerin üretilip üretilmediğini nereden bileceğiz? Nüfus kimin elinde, İçişleri, bakanlığına. İçişleri Bakanlığı kime bağlı? Saraya bağlı. Nereden ben güveneceğim seçmen sayısının gerçek olup olmadığını, nasıl güveneceğim? Son gün son birkaç gün diyorlar. Seçmen sayılarını kütüklerini kontrol edin ben nereden bileceğim ki? Halbuki benim orada daimi temsilcim olsa bütün süre içerisinde yani seçimden önce değil, bütün seçime giren partiler daimi temsilci bulundursa ve nüfus hareketlerini gün be gün 365 gün orada kontrol edebilirler. Dolayısıyla da kimse orada bir üç kağıtçılık yapamaz.
PARMAK BOYASI İLE TEKRAR OYUN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR
Üçüncü önemli konu ise, parmak boyasıdır. Parmak boyası, mükerrer oy yani tekrar tekrar oy. Siz bir kişiye farklı kimliklerle farklı adresler göstererek nüfustan 50 bin tane oy kullandırabilirsiniz. Bunlar şeffaf mı? Değil. Peki, niye konuşmuyoruz biz bunları? Bunlar niye konuşulmuyor? Bunun konuşulmaması, demokrasiye inançsızlık değil mi? Millet iradesine saygısızlık değil mi? Oy aldığımız tabana ihanet değil mi? Adam oyunu veriyor. Bu sandıktan aynı şekilde çıkmıyor veya farklı bir şekilde başka hayali seçmenler başka olabilecek iddialar gündeme geliyor. Biz bu seçimin güvenliğini sağlamadan. Bir milyon seçime gidin hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Siz istediğiniz kadar değişim özlemiyle yanım tutuşun, değişim olmayacak. Seçimler bir sonuçtur. Seçimin sürecinin güvenliği ise siyasi partilerin üzerindeki en büyük sorumluluktur. Ama bugün sorumluluktan kaçıyorlar, yapmıyorlar. Hadi benimle aynı masada görüntü vermek istemeyebilirler. Peki, kendi aralarında niye yapmıyorlar? Bu konu konuşulması gerekiyor. AKP’ye zarar, siyasal İslamcılara zarar ve muhalefette olan tabana ise fayda sağlar. Sessiz kalarak ağızlarını kapatarak hükümete fayda sağlıyorlar.
MEVCUT ANAYASAYI KATLETTİLER
Diğer bir konuda Anayasa, Recep Tayyip Erdoğan sivil ve demokratik anayasa getirecekmiş. Onlar mevcut anayasayı katletti. Demokrasi adına en son konuşacak kişi Recep Tayyip Erdoğan. Muhalefettekiler ilk gün, “Biz senin getireceğin hiçbir anayasa değişikliğini demokratik bulmuyoruz. Daha baştan içinde ne yazarsa yazsın konuşmayacağız, meclise girmeyeceğiz, oylamalara katılmayacağız protesto ediyoruz, reddediyoruz” desinler dedim. Ama iki grup var, bir tanesi ya doğmamış çocuğa don biçilmez hele gelsin görelim diyenler. Bunlar süreci açmak istiyorlar ki Erdoğan’a fayda sağlasın. İkincisi ise biz ilk dört maddeyi konuşturmayız. Peki, ilk dört maddeyi konuşmadı, diğerlerini konuştu. Onlar sana fayda mı sağlıyor? Örneğin ömrü billah cumhurbaşkanlığını getirdi. Türk milletinin tanımını değiştirdi. Vatandaşlığın tanımını değiştirdi, başka idari düzenlemeler yaptı. Federal bir şeyin kapısını araladı. Sana fayda mı sağlıyor? Bunlar ilk dört maddeyi korudu ama diğerleri az mı? Bakın seçim güvenliğini konuşmak lazım. Anayasa değişikliği önerisini ise konuşmamak lazım. Yol haritası budur.
Seçim güvenliğini sağlayamadığınız anda bana boşuna ekonomiyi düzeltiriz demeyin. Kiminle düzelteceksiniz AKP başta kalarak mı ekonomiyi düzelteceksiniz? Göçmenleri AKP başta kalarak mı göndereceksiniz? Limanlar satılmış, limanları AKP başta kalarak mı kamulaştıracaksınız? AKP başta olduğu için mi durduracaksınız, nasıl olacak? Seçim güvenliğini sağlayacağız ki onu oradan indirelim. Demokratik olarak önünü açalım ülkenin ve bunları yapalım.
SEÇİM GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYINA DAVET
Pazar günü seçim güvenliği çalıştayımız var. Ankara’da saat 15.00’de bunun bildirimini yaptık. Sosyal medyadan bütün kardeşlerimi davet ediyorum. Demokrasiye inanan, değişime inanan, değişimin seçim güvenliğinden geçtiğini düşünen herkesi bekliyorum.
Halkın iradesine sahip çıkalım. Böyle güvensiz seçim olmaz! Bu pazar seçimin güvenliğini masaya yatıracağız. Somut çözüm önerilerimizi sizlerle paylaşacağız! Davetlimizsiniz. pic.twitter.com/c46PsDDyVt
— Öztürk Yılmaz (@ozturkyilmazYP) September 28, 2023
