Türkiye’deki önemli sorulara geliştirdiği projelerle çözüm yollarını sunan Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, dev çiftçi projesinin ardından parasız projesini de yaptığı açıklama ile duyurdu.

GENEL BAŞKAN YILMAZ, YENİLİK PARTİSİ’NİN EĞİTİM PROJESİNİ AÇIKLADI

“Her şeyden önce Türkiye’deki eğitimden hiçbir şey olmaz” diyen Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Türkiye’deki eğitim sorgulayıcı değil, bilimsel değil, mevcut nesli eğitici değil toplumu dijitalleşmeye hazırlayıcı değil. Şuanda Türkiye’de eğitim sistemi üzerinden kim kazanıyor? diye soracak olursak; bazı servisçiler, okula malzeme veren kırtasiyeler kazanıyor cevabını alırız; ama bu eğitim sisteminde en önemlisi öğrenci kazanmıyor, toplum kazanmıyor. Siz de biliyorsunuz hem müfredat açısından hem müfredatın içeriği açısından hem de gençlere sunulan eğitimin kalitesi açısından rekabetçi bir dünyada kaliteli bir eğitim olmadığı açıkça ortadadır. Bu nedenle Yenilik Partisi olarak bizim dev çiftçiden sonraki projemiz parasız eğitimdir.” İfadelerini kullandı.

ÖĞRENCİLERİN ULAŞIMI, OKULDAKİ YEMEKLER VE KONAKLAMALARI PARASIZ OLACAK!

Özellikle eğitimin parasız olması gerektiğine ve eğitim projesinin adının da parasız eğitim olduğuna işaret eden Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz, “Ancak eğitimin başına bir şey ekleyerek bu projemizi açıklıyoruz; parasız eğitim. Biz de eğitim parasız. Parasız eğitim derken nasıl bir şeyden bahsediyorum; okul öncesinden tutun üniversite bitimine kadar öğrencilerimizin bütün taşıma, okulda yemek ve üniversitede kalma yerlerinin devlet tarafından parasız karşılamasına dayanır. Taşıma parasız olacak, okulda yemekler parasız olacak ve üniversite öğrencileri içinde kaldıkları yurtlar parasız olacak.” dedi.

KAYNAĞIMI AÇIKLADIM! KİMSEDEN ÇIT ÇIKMADI

Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’ın parasız eğitim projesi hakkında yaptığı açıklamanın devamı şöyle:

Şimdi birileri hemen söyleyebilir; peki, kaynak neresi? Nereden hemen bulacaksın bu kaynağı? Biliyorsunuz eskiden hemen böyle derdi, projesi olmayanlar, bir proje açıkladığı zaman da hemen kaynak neresi? diye sorardı. Ben mesela dev çiftçi projesi ile ilgili kaynağımı açıkladım. Ve hiç kimseden çıt çıkmadı. Çıkamaz çünkü ben dosyalarıma çalışan bir insanım. Okulda öyle çalışarak derslere girerdim, diplomaside de dosyalarıma çalışırım. Siyasette de benim günüm gecem dosya çalışmakla geçer. İyi bir etütçüyüm, analizciyim ve kendime bu konularda güveniyorum.

20 MİLYON ÖĞRENCİNİN EĞİTİMİ PARASIZ OLMALI

Kaynak şu arkadaşlar; Türkiye’de Yunanistan’ın nüfusunun iki katı yani 20 milyon öğrencimiz var. 20 milyon öğrenciye 2021 yılında harcanan bütçe takriben ne kadardı? 200 milyar TL. Bu bütçenin içinde ücretli, sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlerin maaşları dâhil, okulların tadilatı falan bunlar hepsi 200 milyar TL para harcandı. Bütün bunlar parasız olsa; yani okulda yemekler örneğin ilkokul çocuğu okula gittiği zaman ortaokuldan liseye gittiği zaman okulda yemeğini parasız yese, üniversite öğrencisi yurtta parasız kalsa ve bütün öğrenciler yani evleri okula yakın olmasa hepsi servis kullanarak okula gitse onlarla birlikte 60 milyar TL yapıyor. Bugünkü hesapla 60 milyar TL yapıyor ve bugünkü hesapla. Peki, bu kaç milyar dolar yapıyor? 6-7 milyar dolar yapıyor. Peki, biz yıllık kaç milyar dolar borç ödüyoruz? 170 milyar 175 milyar dolar borç ödüyoruz. Peki, bu kadar içerisinde siz 20 milyon öğrencinizi iyi, kaliteli bir eğitim için parasız bir eğitime tabi tutup daha iyi bir eğitim ortaya çıkarabilmek için 6 Milyar doları gözden çıkarmaz mısınız?

AİLELERİN AKLINDA “ÇOCUĞUMU NASIL OKUTACAĞIM?” SORUSU OLMAMALI

Büyük bir devlet için 6 milyar nedir ki? 1 aylık ihracatımız değil. Siz bir nesli önce eğiteceksiniz çünkü her şeyin başı eğitim. Onun için Yenilik Partisi olarak parasız eğitimi artık bir tercih değil, konuşulan bir söz değil, bir mecburiyet ve bir zorunluluk olarak görüyoruz. Toplum parasız eğitimden mutlaka faydalanmalı. Bir kere fırsat eşitliği sunacaksınız ailelere. Size Brezilya’da yaşadığım bir anımı anlatmak istiyorum, 200 milyon nüfusa sahip olan Brezilya’da yaklaşık 50 milyon ailenin çocuğu okuyordu. Bizim büyükelçiliğimiz de 6-7 tane yerel personel çalışırdı ve bunların çocuklarından her gün bir tanesi okulda açlıktan bayıldığı için bizden izin alır çocuğuna bakmaya giderdi. Bir gün orada bulunan siyasi parti yöneticilerinden bir tanesiyle karşılaşmamızda konuşmuştuk. Ben bir yabancı olarak şunu söylemiştim; “Ya sosyal politika diyorsunuz; ama yani bizim büyükelçiliğimizde çalışanlara biz daha fazla para veriyoruz. Normalde yerel ücretlerin 2-3 katı para veriyoruz ve burada çalışanların çocukları bile doğru dürüst beslenemiyor. Okulda açlıktan çocuklar bayılırken acaba bu personellerin 2-3 kat aşağısında maaş alan halkın çocukları ne yapıyor?” diye sormuştum. Ben olsam demiştim sosyal politika olarak bu eğitimi parasız yaparım. Servisleri parasız, okuldaki yemekleri parasız, kaldıkları yurtlar parasız yaparım demiştim. Benim konuşmamdan sonra sosyal politikalarına bunu koydular ve bölgedeki bütün oyları silip süpürdüler. Ben size söylüyorum Türkiye’de hiçbir aile, “Benim çocuğum var. Ben bunu nasıl okutacağım.” dememeli. Aklında böyle bir endişe olmamalı. Ben bu parayı nasıl öderim diye düşünmemeli. Bunun yolu da parasız eğitimden geçer.

EĞİTİMİN İÇERİĞİ DEĞİŞMELİ! BU MÜFRADAT HİÇBİR ŞEY ÖĞRETMİYOR

Eğitimde sorunlar çözülmüyor. Eğitimi parasız yapsanız bile çözülmüyor. Neden? Bu sefer müfredatın içeriğini bilimsel yapmanız lazım ki topluma faydalı bir şeyler öğretilsin. Bu yüzden müfredatın içeriğinin değişmesi lazım. Çünkü bu müfredatla hiçbir şey olamaz. Bu müfredat çocukların Google’dan Youtube’dan öğrettiğinden daha az öğretiyor. Buradan hiçbir şey çıkmaz. Ne tarihimiz, ne coğrafyamız öğretiliyor, ne kahramanlarımız, ne dostumuz, düşmanımız ne de bilimsel bir şey öğretiliyor. Burada tamamen zaman harcama egzersizine dönüşmüş durumdadır. Bunun için müfredat değişmelidir. Birincisi parasız eğitim olmalı ve ikinci olarak eğitimin içeriği değişmeli.

BU ÜLKEDE EĞİTİM KONUSU İFLAS ETMİŞTİR

Üçüncü konu olarak bu müfredatı doğru okutacak nedir? Öğretmenlerdir. Eğer bir ülkede öğretmenlerin maaşları bu kadar düşükse ve 600 bin hala atanamayıp atanma bekliyorsa o ülkeden hamaset dışında hiçbir şey olmaz. Emin olun boşuna konuşmuş oluruz, birbirimizi boşuna kandırıyoruz. Bir ülkede 600 bin öğretmen adayı atanmayı bekliyorsa ve bir kısmı atanamadığı için psikolojik sorunlar yaşayıp intihar ediyorsa, bir kısmı hiç alakalı olamadığı işlerde gidip çalışmak zorunda kalıyorsa bu ülkede eğitim konusu iflas etmiştir.  Bu sistemi düzeltmek için ilk olarak parasız eğitim, ikinci olarak müfredatın değişmesi ve üçüncü olarak müfredatı öğretecek olan öğretmenlerin eğitimi ve ücretlerinin düzenlenmesidir.

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN HEPSİ KADROYA ALINMALI

Sözleşmeli öğretmen nedir? Sözleşmeli öğretmenlerin hepsini kadroya alınması lazım. Eğitimde böyle bir saçmalık olabilir mi? Geleceğinizi teslim ettiğiniz insanlara siz taşeron muamelesi yapıyorsunuz. Böyle bir saçmalık böyle bir delilik olamaz. Ayrıca eğitimde sürekli sistemler değişiyor. Böyle bir şey olamaz. Eğitimde devamlılık esastır.

HERKES GİDEBİLECEĞİ SON NOKTAYA KADAR GİTME ŞANSINA SAHİP OLMALI

Dördüncü konu başlığımız, üniversite sistemimizdir. Bizim bu üniversite sistemi ne olacak? Gerçekten ilk, orta ve lise eğitiminde yönlendirmede bulunmalıyız. Yani şöyle bir şey olmamalı; yükseköğretimden yararlananlar ve yararlanamayanlar. İnsanlar yeteneklerine, zeka durumlarına göre tercihlerine göre herkes gidebileceği son noktaya kadar gitme şansına sahip olmalı. Bu yüzden parasız eğitim olmalı dedik.