DOLAR
Alış: 28.80
Satış: 28.91
EURO
Alış: 31.49
Satış: 31.61
GBP
Alış: 36.41
Satış: 36.68

Orhan Selen: DARBECİ ŞAKŞAKÇILIĞI
Türkiye 1960 yılından sonra darbecileri yargılayabilseydi
12 Mart muhtırası ve 12 Eylül felaketi başımıza gelmezdi.
Kıyılarımız ve kültürümüzün iç içe geçtiği Yunanistan, darbecilerini
yargıladı ve bulunmaları gereken deliğe soktu.
30 yıldan fazla geçti, yalnızca ölenler cezaevinden çıkabildiler.
Bizim darbeciler kahraman konumunda yaşadılar.
Anlaşılamayan, çözülemeyen ve üzerinde pek düşünülmeyen sosyolojik bir hastalığımız var.
Atatürkçüyüz ve cumhuriyeti kurduğu için onu alkışlıyor, minnetle anıyoruz.
Cumhuriyeti yıktıkları için de darbecileri alkışlıyoruz.
Siyaset bilimciler ve anayasa hukukçuları kıvırıyorlar ama bugünkü cumhuriyet üçüncüsüdür.
Tiyatro oyunu gibi düşünün:
29 Ekim 1923 perde açıldı, birinci cumhuriyet kuruldu.
27 Mayıs 1960 birinci cumhuriyet yıkıldı, perde kapandı.
Yeni anayasa, 1961 seçimleri ve yeni bir oluşum, ikinci cumhuriyet kuruldu ve perde açıldı..
12 Eylül 1980, ikinci cumhuriyet yıkıldı ve perde kapandı.
12 Mart yarı darbesi cumhuriyeti yıkmadı ama her yerinden tecavüz etti.
1982 anayasası, yeni seçimler, üçüncü cumhuriyet ve yeniden açılan perde.
Değiştirilen yasalar ve alt üst edilen sistem.
Tek dokunulmayan, geliştirilmeyen, hatta iyice geriletilen hukuk.
Darbe dönemlerinde hukuk olmaması doğaldır.
Hukuk ve darbe birlikte yaşamaz.
Darbe hukukun soluk yollarını kapatır ve boğar.
Ya darbeden sonra…
Hukuku paspas gibi çiğneyen Kenan Evren’e sanki başka bir bilim dalı yokmuş gibi
İstanbul Hukuk Fakültesinin ” Fahri Hukuk Doktoru” cüppesi
giydirmesine ne demeli.
Gülünmesi çok zor bir şaka gibi..
Sacit KAYASU’ adını hatırlayan var mı?.
1952 Denizli Sarayköy doğumlu.
İstanbul Hukuk Fakültesini bitirmiş
12 yıl avukatlıktan sonra çeşitli yerlerde savcılık yapmış bir hukukçu.
Adana Savcılığı sırasında Kenan Evren hakkında bir iddianame hazırlamıştı..
Ne olmuştu biliyor musunuz ?
Hakimler ve savcılar yüksek kurulu tarafından meslekten atılmıştı.
Hakimler ve savcıların en tepesindeki kurul dedi ki :
“ Bu ülkede darbe yapmak, insanları işkencelerde sakat bırakmak, uydurma gerekçelerle cezaevlerinde çürütmek, adaleti sağlamak adına “bir sağdan bir soldan “gençleri asmak suç değildir.”
Darbecileri yargılamak bir yana onların yargılanmasını istemek ise suçtur.
Sacit Kayasu meslekten atıldığına göre işlediği suç ta yüz kızartıcı olmalı.
Tam şaka gibi değil mi. ?
Şaka gibi de, gülünecek yanı bulunmuyor.
İşin en acıklı yanı ise siyasetçiler darbecilerden farklı davranmıyorlar.
Darbecilerin koydukları yasaların günümüze kadar korunması başka nasıl açıklanabilir?
27 Mayıs darbesinde konulan kurallara dokunulmadı.
Hepsi aslanlar gibi anayasada yerlerini koruyorlar.
% 10 seçim barajını koruyan ve savunan siyasetçilere giysilerinden dolayı “sivil” yakıştırması yapılıyor.
Bir de ruhlarını görebilsek, karşımıza düzinelerle Pinochet çıkacak…
27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül yasalarına dokunulmaması siyasetçilerin darbeci
şakşakçılığının en güzel göstergesidir.
Sadece şakşakçılık yapsalar yine razıyız da, darbecilere özenip onlar gibi davranmaları çok ağır kaçıyor.
Tarih sadece darbecileri yargılamayacak, darbecilere özenip onlar gibi davrananlar da paylarına düşeni alacak.
Benzer Yazılar
-
10 KASIM
-
ELİF KARAKUŞ: BEN BİR ÇOCUK İSTİYORUM
-
TRT ve AA’nın Öztürk Yılmaz ile ilgili tutumu kabul edilemez
-
SİSTEM AYNI SİSTEM
-
GÜNAYDIN TÜRKİYEM…
-
Yaşamak
-
İYİ GÜNLERE ULAŞACAĞIZ TÜRKİYE’M…
-
TUZ KOKARSA SONUÇ BUDUR…
-
YENİLİK PARTİSİ YENİ DÜNYA DÜZENİNE KARŞI ÇIKIYOR
-
“T.C POLİS”…
-
SUÇLU, BAŞÖRTÜSÜ MÜ, COP MU?
-
GİDENE ÜZÜLENLER GİTMESİ GEREKENİ GÖNDERECEKTİR