Cumhurbaşkanı ve Akp Genel Başkanı Erdoğan, CHP’nin kontrolünde ve geliri TTK ve TDK’ya
aktarılan İş Bankası hisselerinin hazineye devredilmesi için talimat vermiş.
“İş Bankası çalışmasını 10 gün içinde bitirin!“

Erdoğan’ın, İş Bankası’ndaki CHP hisselerinin devri konusundaki argümanı şu.
“Atatürk zamanında tek parti vardı ve parti devlet idi. Atatürk bütün milletin atası ve sahip olduğu
mülk de milletin mülkü, onların şimdi artık partiler arasında bir parti olan CHP’de olması adil değil
hem de haklı değil”

Erdoğan’ın bilmediği veya bilmemezlikten geldiği ise;
Atatürk, İş Bankası’ndaki hisselerini CHP’nin kontrolüne bıraktı. Başka mal varlıklarını ise hazineye
devretti.
Atatürk, Vasiyetinde iki unsuru özellikle planladığı açıktır.
Kızkardeşi Makbule Atadan, Evlatlıkları Afet İnan, Sabiha Gökçen, Ülkü Adatepe, Rukiye Ergin,
Nebile İrdelp’e yaşadıkları sürece, İsmet İnönü’nün çocuklarına eğitimleri süresince para
verilecekti.
TTK ve TDK gelirlerin kalan her zaman bu parayı alacaktı.
Atatürk, manevi çocuklarına sadece yaşadığı sürece maddi yardım yapılmasını istemiş, geçmişin
ve geleceğin yol gösterici deniz fenerleri TTK ve TDK hiç bir zaman siyasi ve ekonomik etkide
kalmadan çalışmalarına devam edecekti. Bu görev de Cumhuriyeti kuran CHP’nin gözetiminde
yapılacaktı.

Yüzyıllık sonrasına öngörü ve günümüze olduğu gibi geleceğe de mesajları olan Atatürk,
Erdoğan’ın sandığı kadar parti devletinin tek partisine bırakmak gibi düşüncesi olmadı.
İş Bankası hisselerinin miras hukuku açısından devredilmesi mümkün değildir. DP, bunu denemiş

Anayasa mahkemesi 1963 yılında bu kanunu iptal etmişti.
12 Eylül yönetimi de tüm partileri kapattığı için hisse devrini hazineye yapmış ancak CHP’nin tekrar
açılmasıyla mahkeme bu kararı da iptal etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hisse devri konusunda hukuki durumu tabiiki biliyor.
Yasa tasarısı TBMM’ye gelirse ateşli tartışmalar olacağı kesin.
Akp ve Mhp çoğunluğu ile yasa çıkacak.
Ya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile hisse devrini yaparsa ne olacak?
Her iki durumda da anayasa mahkemesine gidilecek, dava 2-3 yıl sürecek, kanun veya kararname
iptal edilecek. Bu süreçte kısa dönem fon ihtiyacı karşılanmış olacak.

18 yılda Türk hukuk sisteminde adı konuşmamış bir içtihat oluştu.
Hukukun arkadından dolaşılıp fiili durum yaratılırsa, kararı beğenmiyorsan git mahkemeye hakkını
ara. Nasılsa hukuk sisteminin her aşamasında adil kararı geciktirmek kolay.

Süleyman Özyüksel