DOLAR
Alış: 28.87
Satış: 28.99
EURO
Alış: 31.13
Satış: 31.25
GBP
Alış: 36.24
Satış: 36.51

GENÇLER VE GELECEK
Günümüzde insanların birbirleriyle olan diyaloglarında bir iletişim sıkıntısı olduğunu görüyoruz. Bu sıkıntı o kadar büyük bir sıkıntı halini aldı ki artık anormal olanın doğru gibi algılandığı bir dönem yaşıyoruz. Bu o kadar büyük bir sıkıntı ki ülkeyi yöneten siyasilerden işadamlarına köşe yazarlarından dağdaki çobanına kadar sirayet etmiş bir hastalık…
Ne oldu da ecdadın o tatlı dille güler yüzle üç kıtada hüküm sürdüğü bu vatan topraklarının evlatları bu hale geldi. Tahammülsüzlük birbirinin düşüncelerine karşı olan fikirlerine karşı çıkan bu çatışma ortamı nasıl doğdu. Tüm bu sorunların başında özümüzden değerlerimizden kopuşun etkisi yok mu? Çünkü yetişen nesle özümüzü değerlerimizi veremedik onları Avrupa’nın fütursuz edepsizliklerine maruz bıraktık. Oysa Mevlana’nın mesnevisini Yunus Emre’nin insan sevgisi üzerine olan şiirlerini bir Hacı Bektaşi Veli’yi bir İbrahim Hakkı’yı bir Necip Fazıl’ı ve bir Mehmet Akif’i okutturamadık. Bunun yerine batı edebiyatın batı klasiklerini ön plana çıkarttık. Avrupa’nın içinde bulunduğu ahlaki çöküşten kurtulmak sürecinde yazdığı eserleri sanki o süreci biz yaşıyormuş gibi kendi gençlerimize empoze ettik. Şunu fark edemedik kendi milli değerlerinden beslenmeyen milletler yok olmaya mahkûmdurlar. Bugün Hristiyanların ülkede bedava İncil dağıtırken internetten incili gençlere ücretsiz olarak ulaştırmaktan çekinmedikleri bir dönemde bizler Kuran-ı kerimi çocuklarımıza öğretmekten çekinir olduk.
Sonuç dinden diyanetten uzaklaşan ateizme veya farklı dinlere yönelen gençler. Çok mu aciziz Kuran’ın Türkçe mealini yılda bir kez bir roman yerine çocuklarımıza okuttursak.
Bunu yapmakla irticacı olmayız cumhuriyeti de yıkmış olmayız bilakis dürüst edepli geçmişini, değerlerini bilen geleceğe ve hayata güvenle bakan edepli vakur onurlu dürüst bir millet yaratmış oluruz. Şimdiden pozitif ilimleri geri plana mı atacağız diyenleri duyar gibiyim. Bilakis özümüzle beslediğimiz gençlerimizi bilimle teknolojiyle en üst seviyelere getirmenin ülkemizi batılı milletlerin çok daha ilerisine taşımayı hedef olarak göstermeliyiz.
Bakın ne diyor Hz. Ömer (r.a) Edebe ulaşmadan ilim durağında inilmez.
Yani gençlerimizi önce kendi edep hamurumuz içinde yoğuracak sonra ilime yönlendireceğiz. Böylece dünyanın neresine gönderirsek gönderelim o gençler ülkelerine geri dönecek. Birer ilim feneri olarak görev yapacaklardır. Para mal mülk hırsı peşine düşüp başka ülkelerde kalmayarak kendi ülkelerine hizmet edecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi muhtaç olduğumuzu kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Benzer Yazılar
-
10 KASIM
-
ELİF KARAKUŞ: BEN BİR ÇOCUK İSTİYORUM
-
TRT ve AA’nın Öztürk Yılmaz ile ilgili tutumu kabul edilemez
-
SİSTEM AYNI SİSTEM
-
GÜNAYDIN TÜRKİYEM…
-
Yaşamak
-
İYİ GÜNLERE ULAŞACAĞIZ TÜRKİYE’M…
-
TUZ KOKARSA SONUÇ BUDUR…
-
YENİLİK PARTİSİ YENİ DÜNYA DÜZENİNE KARŞI ÇIKIYOR
-
“T.C POLİS”…
-
SUÇLU, BAŞÖRTÜSÜ MÜ, COP MU?
-
GİDENE ÜZÜLENLER GİTMESİ GEREKENİ GÖNDERECEKTİR