DOLAR
Alış: 28.83
Satış: 28.95
EURO
Alış: 31.68
Satış: 31.80
GBP
Alış: 36.54
Satış: 36.81

GARİPLİKLER ÜLKESİ TÜRKİYE
Hani bir ülkede bazı şeyler olurda orada yaşayanların bu olanlara vermesi gereken normal tepkiler olur. Ya da bazı olaylara karşı ülkeyi yönetenlerin normal kabul edilebilecek yöntemler ile önlem almaları beklenir. Maalesef günümüz yeni Türkiye’sinde bu normal hareketleri artık göremez olduk. Örneğin; 18 yıldır yönetimdeki iktidar birçok imkânı olan ve bolluklar içerisindeki ülkeyi çökertmeyi başarabildiler.
Burada halk çeşitli demokratik şekillerle tepkilerini dile getirebilmeliydi hatta yönetenleri istifaya davet edebilmeliydi değil mi? Ama öyle mi oluyor, halkı öyle uygulamalar ile sindirdiler, korkuttular ki kimse tepkisini dile getiremez oldu. En sıkı muhalefet etmesi gereken medya bile bu işlerini yapamaz hale getirilmek için yandaşlaştırıldı.
Kanunları uygulayıcılar öyle acayip caydırıcı uygulamalara maruz kaldılar öyle tedirgin edildiler ki iktidarın tasdik memuru haline geldiler. Ülkeyi yönetenler kendi yaptıkları yanlışlar karşısında istifa mekanizmasına asla
başvurmadılar. Böyle durumlarda daha fazla otoriterleşip daha sert uygulamalar yapmayı tercih ettiler.
Yol, köprü, tünel, metro, hava alanı, baraj, şehir hastaneleri…. gibi daha çok gözle görünür inşaat işleri ile halkın gözünü boyayıp oy kapmaya çalıştılar. Ancak bu tesislerin neredeyse tamamı yap-işlet-devret modeli ile devletin kasasından para çıkmadan yapılan tesislerdi ve garanti verilmesi gibi ucube bir sistem uydurularak
devlet kasasından yandaş firmalar para kazanır hale getirildiler. Buna itiraz etmeye kalkan her kim varsa da vatan haini ilan edildiler. Hemen hemen her konuda kendi bildiklerini okudular.
Hatırlarsınız başkanlık sistemi referandumu öncesinde bir tv kanalında şu meşhur hukuk profesörü kuzu var ya eski öğrencisi ile aynı programda, şimdi avukat olan öğrencisi kuzuya neredeyse yalvarıyor “yahu hocam siz bize okulda böyle öğrettiniz şimdi niye tersini savunuyorsunuz” diyordu.
Hani başkanlık sistemi gelince Türkiye her önden uçacaktı, döviz düşecekti, terör gibi…. olumsuzluklar bitecekti.
Birçok şeyde yanıldıkları ve yanılttıkları gibi bunda da yanıldılar. O dönemlerde konuyla ilgili birçok otorite başkanlık sistemi demokrasinin temeli olan güçler ayrılığını bitirir demişlerdi sözlerini dinleyen olmadı. Sonuç, uyarıların hepsi gerçekleşti. Hiç kimse sesini çıkarabiliyor mu, tepkisini dile getirebiliyor mu çok sınırlı şartlarda evet ama sessiz çığlık şeklinde. Ülkeyi uçurumun kıyısına getirdikçe otoriterleştiler.
Bu duruma gelinmesinde etkisiz muhalefetin de etkisi çok fazladır. Artık daha iyi anlıyoruz ki onların alayının görevi AKP yönetimini iktidarda tutmaktır. Şimdilerde ülke olarak dertlerimize bir yenisi daha eklendi Krona Virüs. Tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bulaşma riskini azaltmak için önlemler az ya da çok alınıyor. Tüm dünyada ülkelerini yönetenler virüs nedeniyle alınan tedbirlerden halkın en az hasarla durumu atlatabilmesi için birçok mantıklı tedbir alıyorlar. Hatta ekonomik olarak bile halkı destekliyorlarken ülkemizdeki uygulamalar ise tam bir fiyasko. Halk için alındığı öylenen tedbirlerin hiçbiri geçim sıkıntısı çeken ülkenin çoğunluğu ile ilgili değil.
Hatta en trajikomik olanı ise halktan yardım talep edilmesiydi. Birçok konuşmasında dünya bizi kıskanıyor diyen galaksinin lideri RTE halktan yardım talep etti. Halkı geçim sıkıntısı çekerken, ekonomik sıkıntılar ile boğuşuyorken, intihar vakaları artıyorken, halk doğrudan veya dolaylı vergiler ile boğuşuyorken kendileri lüks yaşamlarından asla
taviz vermiyorlar, asla tasarrufa önce devlet başlamalı mantığını yürütmüyorlar. Bunlar da yukarıda anlattığım birçok durum gibi normal bir ülkede olası bir durum değildir. Naçizane benim ve birçok kişinin bu konuda kendisine önerisi şöyledir; hani bütün ihaleleri paylaştıkları o adı bilinen firmalara var ya yardımı onlar yapsın. Hani yandaş ve
yalaka borçları silinen firmalar var ya yardımı onlar yapsın. Hani çıkar ve menfaat ilişkileri olduğu için bu düzene karşı çıkmayan ve kendi kesesini bir şekilde doldurmaya çalışan firmalar ve kişiler var ya yardımı onlar yapsın. Hani 18 senedir bakan, millet vekili, parti kurucusu, il-ilçe teşkilatlarında bir şekilde bulunanlar, ya da sadece oy
verenler bu dava yolunda parke taşlarının döşenmesinde katkısı olanlar var ya yardımı onlar yapsın. Hani ufacık beyinleri ile olanları süzemeyip göremeyip hala bu iktidarın yaptıklarını savunanlar var ya yardımı onlar yapsın.
En fazla kızdıklarımda 18 senede güzelim ülkenin bu hale getirilmesine ses çıkarmayıp da mamaları kesilince ortaya
düşüp senden benden daha fazla yandım Allah diye bağırıp şimdi muhalefet yapmaya kalkanlar geçmiş ola şimdi eller cebe, zamanında o yere göğe sığdıramadığınız lideriniz sizden yardım bekler.
Ben ve benim gibi tam bağımsızlığa, Cumhuriyete, laikliğe, gerçek bir güçler ayrılığına, Atatürk İlke ve İnkılaplarına inanan insanların artık bu safsatalara karnı toktur. Ülkenin yeniden bir kurtuluş mücadelesi için bir araya gelinmesine ihtiyacı vardır. Öztürk Yılmaz önderliğinde “Hepimiz Buradayız” hareketi ile bu
normalleşmeyi ve halkın beklentilerini karşılayabilecek partinin doğuşuna şahit olmaya davetlisiniz.
İnsanlarımızın ve çocuklarımızın geleceği için “Hepimiz Buradayız”
Nazım ÖZER
Benzer Yazılar
-
10 KASIM
-
ELİF KARAKUŞ: BEN BİR ÇOCUK İSTİYORUM
-
TRT ve AA’nın Öztürk Yılmaz ile ilgili tutumu kabul edilemez
-
SİSTEM AYNI SİSTEM
-
GÜNAYDIN TÜRKİYEM…
-
Yaşamak
-
İYİ GÜNLERE ULAŞACAĞIZ TÜRKİYE’M…
-
TUZ KOKARSA SONUÇ BUDUR…
-
YENİLİK PARTİSİ YENİ DÜNYA DÜZENİNE KARŞI ÇIKIYOR
-
“T.C POLİS”…
-
SUÇLU, BAŞÖRTÜSÜ MÜ, COP MU?
-
GİDENE ÜZÜLENLER GİTMESİ GEREKENİ GÖNDERECEKTİR