DOLAR
Alış: 28.80
Satış: 28.91
EURO
Alış: 31.49
Satış: 31.61
GBP
Alış: 36.41
Satış: 36.68

Ermeni Soykırımı ile İlgili Yıllardır Uğradığımız İftira
Yusuf Halaçoğlu’nun bir röportajında da açıkladığı gibi biz bilim insanlarımıza yeterince değer
vermezsek siyaseti de başaramayız. Özellikle dış siyaset söz konusu olduğunda bu doğru bir tespittir.
Kendisi Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış değerli bir tarihçimizdir.
Göreve gelmesiyle öncelikle Sözde Ermeni Soykırımı konusunda araştırmalar yapmış, özellikle
yabancı arşivlerden faydalanarak araştırmalarını desteklemiş ve böyle bir soykırımın olmadığını
ispatlamıştır. Dürüst bir Bilim İnsanı olması nedeniyle objektif bir değerlendirme yapabilmek için
ulusal arşivimizden ziyade yabancı (Amerika, İngiltere, Almanya, Avusturya, Rusya, Cenevre, İran)
arşivlere yönelmiştir. Yüz binden fazla belge toplanmış ve sonuca varılmıştır.
Toplanan bilgilerde öldü denilen Ermenilerin Amerika ve Fransa başta olmak üzere farklı
ülkelere gemilerle götürüldüğü belgelenmiştir. Kasım 1922 tarihli Amerika ve Cenevre belgelerinde
(İngilizce ve Fransızca olan belgeler) 817873 göç eden Ermeni kayıtlıdır. 95000 Ermeni Müslüman
olmuş, 148997 Ermeni İstanbul’da, 131175 Ermeni Anadolu’nun çeşitli illerinde yaşamaya devam
etmiştir. Rakamlardan da anlaşıldığı üzere bir milyonun üzerinde öldürüldüğü söylenen Ermeni
nüfusu aslında yaşamaktadır.
Askerlik yaşında olan Ermenilerin Fransız ordularına dahil edilmesi ve Osmanlıya karşı
savaştırılması da bu belgelere göre kanıtlanmıştır.
Aynı tarihlerde Ermeni çeteleri 518301 Müslümanı katletmiştir. Biz soykırım ile suçlanırken
aslında mağdur olan tarafız. Birleşmiş Milletlere bu belgeler ile başvurup ispat edilmesi gerekirken
sadece Ermenistan ile görüşülmüş bu görüşmelerden de bir sonuç alınamamıştır.
Tüm bu bilgilerin ışığında Halaçoğlu yurtdışında ve ülke genelinde açıklamalar yapmış konuya
gereken önemin verilmesi sağlanmıştır.
2008 yılında o dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a konu ile ilgili açıklamalarda
bulunmuş ve desteğini almıştır. Başbakanın bizzat kendisi Müsteşarı Ömer Dinçer’e talimat vermiş,
Yusuf Halaçoğlu ile irtibatta kalıp bu konuyla ilgilenmesini söylemiştir. Ama nasıl olduysa konu orada
kalmış bir daha ilgilenilmemiştir. Halaçoğlu’nun yurtdışında yapılacak görüşmelerine de son verilmiş
ilerleyen tarihlerde de Türk Tarih Kurumu görevinden de alınmıştır. Burada konunun bilimsel
olmaktan çıktığı siyasi bir hal aldığı görülmektedir.
Halkımızda bu konuda yeterince bilgilendirilmemiştir. Bu, ülke olarak eksik kaldığımız
konulardan biridir. Özellikle Amerika’nın ve Fransa’nın her zaman bize karşı kullandığı, yumuşak
karnımız olarak tabir edilen bu konu (ki aslında yumuşak karnımız değildir) sürekli aleyhimizde
kullanılmaktadır.
Bizim böyle önemli bilim insanlarımızın bilgilerine kulak verecek ve halkının haklarını
yurtdışında kuvvetle savunabilecek yürekli siyasetçilere ihtiyacımız vardır.
🌹Gül ÖZER🌹
Benzer Yazılar
-
10 KASIM
-
ELİF KARAKUŞ: BEN BİR ÇOCUK İSTİYORUM
-
TRT ve AA’nın Öztürk Yılmaz ile ilgili tutumu kabul edilemez
-
SİSTEM AYNI SİSTEM
-
GÜNAYDIN TÜRKİYEM…
-
Yaşamak
-
İYİ GÜNLERE ULAŞACAĞIZ TÜRKİYE’M…
-
TUZ KOKARSA SONUÇ BUDUR…
-
YENİLİK PARTİSİ YENİ DÜNYA DÜZENİNE KARŞI ÇIKIYOR
-
“T.C POLİS”…
-
SUÇLU, BAŞÖRTÜSÜ MÜ, COP MU?
-
GİDENE ÜZÜLENLER GİTMESİ GEREKENİ GÖNDERECEKTİR