Covid-19 aşısı bütün dünyada kullanılmaya başlanıyor olmasına rağmen aşının güvenilir olmadığı konusunda küçük bir grup bilim insanının şiddetli itirazı var. Bunu ciddiye alan halk da aşı olmak konusunda tereddüt ettiği gibi aşı olunmamasını söyleyenlerin sayısı da oldukça fazla.

Bazı fizikçiler CERN’de tarihin en büyük bilimsel deneyi Büyük Hadron Çarpıştırıcının “dünyayı yutabilecek mini kara delikler” yaratabileceğini iddia ederek deneyin durdurulması için çaba gösterdiler hatta AİHM’e bile dava açtılar. 

Tarihin her döneminde bu tür karşı çıkışlar olmuştur. Aşıya karşı olan kişileri ciddiye aldığımız kadar aşıyı öneren saygın kişi ve kurumların söylediklerini dikkate almak daha doğru olacaktır.

Türk halkı için en büyük destek sanırım Nobel Kimya ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ın “Şimdi Türkiye’de olsaydım kuyruğa girer, Sağlık Bakanlığımızın temin ettiği aşıyı yaptırırdım.” sözüdür.

Kullanılmasına onay verilen aşıların koruyucu özelliğinin 6 ay civarında olacağı aşı karşıtlarının sesinin daha gür çıkmasına neden oluyor.

Türkiye’nin Çin’den aldığı CoronaVac aşısının 2 dozu $40 Türkiye için oldukça pahalı.

Antikor seviyesi 6 ay sonra azalıp aşı etkisini kaybedecekse en başa mı döneceğiz?

25-45 yaş aralığında 1 milyon sağlıklı kişilerden gönüllü grup oluşturulsun.

Bu kişilerden belirli aralıklarla kan alınarak antikor toplansın.

Elde edilen bu antikorlar aşı olmak istemeyen risk grubundakiler, tekrar virüse yakalananlar ve aşı yaptırdığı halde kandaki antikor seviyesi düşük risk grubundakiler için kullanılsın. 

Bu işlem 4-6 ayda tekrarlanarak sürekli antikor stoğu yapmak mümkün olabilir.

Bu yöntem hem ekonomik hem de aşı olmaktan çekinenler için güvenilir olacaktır.

Bunun ne kadar uygulanabilir olduğu hakkında zaman geçirmeden çalışma yapılmalıdır.