Atatürk ve cumhuriyeti savunduğu için CHP’den ihraç edilen Öztürk Yılmaz,Atatürk’ten miras kalan CHP’nin gerçek cumhurbaşkanı adayıydı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı koltuğundan edecek bir isimdi. Yılmaz’ı, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladıktan birkaç saat sonra AKP sözcülerinin birbiri ardına televizyon ve sosyal medyadan hedef almaları çok dikkat çekiciydi.

Öztürk Yılmaz, son cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığını açıkladıktan sonra partiden ihraç edilme süreci başlatılmış oldu. Türkiye’deki siyasi sistemi elinde tutan güçler kendileri için potansiyel tehdit olarak gördükleri Yılmaz için düğmeye bastılar.Ve bir televizyon kanalındaki program da yapılan operasyonu gerekçe göstererek CHP’den ihraç ettiler. Öztürk Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına getirenlerin isteği üzerine partiden ihraç edilmiş oldu.

Yılmaz,genç dinamik,dünyayı bilen CHP’nin ihtiyacı olan gerçek değişimi sağlayacak gençlerin önünü açacak vizyon ve enerjiye sahip birisiydi.Kamuyu bilen Atatürk devrimlerini kaldığı yerden devam ettirecek bilgi ve birikime sahip olan Yılmaz, hem CHP içinden hem de iktidar kanadından yapılan sistemli methotik saldırılara rağmen ısrarla Atatürk’ü ve kurduğu cumhuriyeti savunmaya devam etti.

Mücadeleye kaldığı yerden devam eden Öztürk Yılmaz’ın kurduğu Yenilik Partisi ile çökmüş,çürümüş siyasi,bürokratik,medya ,sivil toplum örgütü düzenine başkaldırı harekatını başlattı.

Atatürk’ün kurduğu CHP 1980 kapatıldı

Atatürk’ün kurduğu CHP 12 Eylül 1980 tarihinde cuntacı Kenan Evren tarafından kapatıldı. Ondan sonra Deniz Baykal şimdilerde Kılıçdaroğlu partisi var.Daha açıkcası ‘Yeni CHP’. Yeni CHP’nin son 30 yıldaki yönetim kadrosu ve onları destekleyen medya ve sivil toplum örgütleri sonuçta 16 Nisanda Atatürk’ün kurduğu rejimin yıkılmasına ‘BİLEREK veya BİLMEYEREK’ su taşıdılar.

Bir kez daha söyleyelim Atatürk ne sosyal demokrattı nede solcuydu. Sonradan uydurulmuş kavramlarla Atatürk üzerinden siyaset yapmak ne kadar inandırıcı!

Sevigen,Kılıçdaroğu çok büyük nankör

CHP eski milletvekili Mehmet Sevigen’in partiden ihraç edilirken yaptığı açıklamaların altını çizmekte yarar var. Ne diyor Sevigen,’’Kılıçdaroğu DSP’den milletvekili olmak istedi, kabul edilmedi.CHP’de milletvekili, İstanbul Belediye Başkanı adayı ve CHP Genel Başkanı olmasını biz sağladık.Ama bizlere çok büyük nankörlük yaptı’’

Sevigen’e şunu hatırlatmakta yarar var. ‘’Kılıçdaroğlu, Baykal ve ekibi olmasaydı ne milletvekiliydi nede CHP Genel Başkanıydı.O açıdan suçu kendinizde aramanızda yarar var.’’

Kukla siyasi düzenden bıktık

Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlara çözüm üretemeyen sadece laf üreten ve sorunların bir parçası olan bu siyasilerden ve onları çanak tutan Robert Mugabe basınından gerçekten artık bıktık. Laf üstüne laf üreten Afrika’daki gibi girdikleri tüm seçileri kaybetmelerine rağmen hala ahkam kesip buda yetmiyormuş gibi yeni siyasi parti kurarak koltuklarına yapışan bu siyasilerden ve bunları ısrarla destekleyen medya,akademisyen ve sivil toplum örgütlerinden inanın artık bıktık.Hem iktidar hemde muhalefet kanadında aynı yüzleri görmekten ve dinlemekten bıktık. Türkiye’deki siyasi yaşamı Gine,Zimbabve, Kongo düzeyine indirgeyen bu siyasilerden bıktık. Bu beyni mantarlanmış dinazor çok bilmişleri artık görmek ve duymak istemiyor gençler. Ne katmış bu ülkeye bunlar? Bir işe yaramış olsalar ülke bu halde mi olur?

Son 20 yıl Türkiye’yi AKP yönetiyorsa bunun baş sorumlusu Baykal,Kılıçdaroğlu,İnce gibi muhalefet kanadında yer alan aciz,beceriksiz,kapasitesiz,korkak iş bilmez siyasiler ve yönetim kadrolarıdır.Siyaset dünyasında yıllardır yer alan isimler bulunmaktadır. On yıllar geçmesine rağmen bu isimlerin siyaset üzerinde etkisi kaybolmamaktadır. Bu insanların arkasındaki güç nedir?

Baykal’ı CHP’den kimse atamaz

Yeri gelmişken bir kez daha söyleyelim Deniz Baykal’ı Kılıçdaroğlu dahil kimse partiden ihraç edemez. Sebebi Baykal’ın CHP kurucular listesinde adının en tepe de ve altında imzası olmasıdır.Kendisi istifa etmeden ihraç zor bunu öğrenin artık.Bugünkü CHP’nin kurucusu Atatürk değil,Deniz Baykal’dır.Ayrıca sağlık sorunları yaşamaya başlayana kadar CHP genel merkezini Baykal ekibinin yönettiği Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın emir eri olduğunu anlamak gerek.Baykal adına CHP karar mekanizmalarında Engin Altay’ın sorumlu olduğu sürekli dile getirildi.Sonuçta kim olursa olsun CHP’de son 30 yılda yönetimi elinde tutanlar Atatürk’ün kurduğu rejimin yıkılmasını ahkam kesip Atatürk rozeti takarak aciz bir şekilde seyrettiler.Atatürk maskesi takmış koltuklara yapışan zavallılar! Ayrıca Deniz Baykal’a CHP Onursal Başkan unvanı verilmesini ilk kez Kemal Kılıçdaroğlu sonra da Muharrem İnce teklif etti.Şunuda söylemeden geçmeyelim. Kılıçdaroğlu artık CHP’de ipleri eline almış durumda.Tüm delegeler il ve ilçe başkanlarını ayarlayan Kılıçdaroğlu 100 değil 1000 seçimide kaybetse artık onu kimse koltuğundan edemez.

Kılıçdaroğlu’nu işbaşına Baykal getirdi

Kaset kumpasıyla görevi bırakmak zorunda kalan Baykal kendisine bu kumpası yapanları bildiği halde sessiz kaldı. Baykal 2010 senesinde istifa ettiğinde yerine gelebilecek CHP’de birçok isim varken Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultaya tek aday olarak girmesi karşısında sessiz kalarak bir anlamda Kılıçdaroğu’na destek vermiş oldu.

Baykal böylece CHP’nin son 11 senesini şekillendirdi. Kongreye Kılıçdaroğlu, Baykal’ın dolaylı desteğiyle tek aday olarak girdi. Ve CHP Genel Başkanı oldu.

Baykal Türkiye’nin son 20 yıla damgasını vuran hem iktidarı hemde muhalefeti şekillendirdi

Yani Baykal 2002’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünü açarak iktidarı,2010’da Kılıçdaroğlu’nu işaret ederek muhalefeti şekillendirmiş oldu. Baykal ayrıca son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nun adayı kabul görmeyince Muharrem İnce’yi işaret ederek aday olmasını sağladı. Baykal’ın,son dönemlerde İnce’yi CHP Genel Başkanı yapmak için parti içi destek verdiğininde altını çizelim.Sonuçta Baykal, Kılıçdaroğlu ve İnce arasında hiçbir fark yoktur.Olayın net özeti budur.

Baykal,Kılıçdaroğlu,ve onlarla işbaşında olan yönetim kadroları İnce gibi siyasiler Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet rejiminin yıkılmasını ‘’BİLEREK veya BİLMEYEREK’’ sağladılar. Olayın net bilançosu tartışmasız budur. Gerisi ise teffferruattır. Sonuçtan bahsedelim kimse ahkam kesmesin.Net ve tartışmasız bilançonuz bu.

Kılıçdaroğu Baykal’ın izinden gidiyor

CHP’deki Kılıçdaroğlu yönetimi Baykal’ın otoriter tek adam rejimini aynen korudu. Başka türlü yıllarca süren seçim yenilgilerine rağmen yönetimde kalamazlardı. Baykal’ın antidemokratik rejimini bilerek kullandılar. Baykal sağlık sorunları yaşayana dek partiden hiç gitmedi. Baykal, AKP’yi işbaşına getirdi.Ve ayrıca Kılıçdaroğlu gibi İnce’yi de meydan boş kalmasın diye ileri sürdü.

Sonuçta Türkiye’yi yıkıma götüren süreçte Baykal’ın sorumluluğu çok büyük. Baykal artık Erdoğan ve AKP’ye yolu açan,her zora düştüklerinde yardıma koşan bir kişi olarak anılacak.

Kaybeden gider

Bir göreve gelen insan görevini tamamlayınca,başarma mutluluğuyla görevini yenilere bırakır.Ayrılamayanlar başarısız olan koltuk sevdalılarıdır. Kim ki bir koltuğa yapışıyorsa gereksizdir. Vazifesini en iyi yapana bırakmasını bilendir. Avrupa’da siyasi hayat böyle işliyor.Zimbabve ,Gine,Kongo’daki siyasi yaşama bakın Türkiye’yle bilhassa son 30 yıllık CHP yönetimiyle büyük benzerlikler görürsünüz.

Halk çaresiz olayların farkında değil

Maalesef CHP’de başarısızlığı uyutulmayı seçen milyonlar var.Sahte yalancı medyanın yalanlarını bildikleri halde kanarlar ne proje ararlar ne de başarı Atatürk ve Cumhuriyetin yok edilmelerine susarlar.Medya,sivil toplum örgütleri ve kamuoyu şirketlerinin algısıyla uyutulan halk gerçeklerin tam olarak farkında değil.İşte Yenilik Partisi bu çökmüş çürümüş sisteme başkaldırmak için yola çıktı.

Muhalefetin medyası iktidara hizmet ediyor

Bugün muhalefet medyasında yer alan yıllardır Erdoğan’ı destekleyen gazetecilerin önemli bir kısmı şimdilerde Erdoğan’ın eleştirererk Kılıçdaroğlu’nu ve bazı belediye başkanlarını destekliyor. Erdoğan’ı iktidara taşıyan gazeteciler bugün Atatürkçüyüz diye sabah akşam Erdoğan’ı eleştiriyorlar.16 Nisan’da Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetinin yıkılmasını slogan atarak seyreden muhalefetin medyası şimdilerde sürekli ittifak tartışmalarıyla halkın kafasını karıştırıp mevcut statükoyu ısrarla korumaya çalışıyor.

Bu çerçevede usta gazeteci yazar Orhan Selen’e kulak vermekte yarar var:

Erdoğan’ı iktidar yapanlar

www.ngazete.com/erdogani-iktidar-yapanlar-670yy.htm

Yeni Türkiye eski rejim partilerinden kurtulmadan kurulamaz

Yeni bir Türkiye’nin kurulması ancak eski rejim partilerinden kurtulmakla olacaktır.Bu siyasi yapıdan müreffeh bir hukuk devleti çıkması mümkün değildir. İktidarın oluşturduğu kukla muhalafet ile bir yere gidilemeyeceği net bir şekilde anlaşılmıştır.

Yenilik Partisi Başkanı Öztürk Yılmaz’ın’’Kritik bir süreç yaşıyoruz arkadaşlar. Muhalefetteki bu partiler Erdoğan’ı başta tutma partileridir. Erdoğan’ın oluşturduğu kendi partileridir. Bunların hepsi Erdoğan’a çalışıyorlar.Türkiye’de Erdoğan vardır. Onun kuklaları vardır. Bakın bunu ben bir daha söylüyorum, Türkiye’de Erdoğan ve onun yaratmış olduğu muhalefet vardır. Onlar son güne kadar “bu defa alıyoruz” derler, “bu defa geliyoruz”, “bu defa kesin bu işi bitiriyoruz” derler ama son gün yine seçimi götürüp Erdoğan’a teslim edecekler.Türkiye’deki partiler seçimi Erdoğan’a teslim etme partileridir’’ açıklamasının altını çizmekte yarar var.

Yılmaz’ın, ”ağzından Atatürk ve cumhuriyeti düşürmeyenler hala Kılıçdaroğlu’nu destekliyorlarsa bunlar Atatürk ve cumhuriyet düşmanlarıdır” sözüne bir kez daha dikkat çekmekte yarar var.

Kim ki muhalefete muhalefet edilmez,CHP bölünüyor,CHP’nin kurumsal kimliğine zarar geliyor diye konuşuyor bilin ki 16 Nisan’da cumhuriyet rejiminin sona erdirilmesinin işbirlikçileridir.Türkiye’nin tek çıkış yolunun kukla muhalafet düzenini yıkmaktan geçtiğini artık herkesin görmesi gerekiyor.

Son olarak Atatürk ve cumhuriyete inanan CHP seçmeni aklını başına alıp oyunu Kemal Kılıçdaroğlu partisinden çekmezse ülkeyi felakete götüreceğinin altını önemle çizelim.