Ermeni cemaati, sözde ermeni soykırımı senaryosunu tekrar gündeme getirdi. Dünya kamuoyu da maalesef bu yalana, iftiraya ve oyuna çanak tutuyor. Halbuki araştırmacı ve objektif tarihçilerin görüşü oldukça farklı. Şöyle ki;
Tarih boyu Hıristiyanlar içinde, yine Hristiyanlar tarafından, mezhepleri ve diğer yaşam biçimleri nedeniyle, en aşağı, ilkel ve bayağı görülen, ezilen millet ermeniler olmuştur.
Gregoryan mezhebinde olmaları nedeniyle ermeniler; ortodoks Bizanslılar ve hakim Hristiyan unsur olan katolikler tarafından sürekli katliamlara tabi tutulmuş önce Selçuklu’nun, sonra Osmanlı’nın korumaya alması ile yok edilmekten kurtarılmıştır.
İlginç tarihi gerçeklerden birisidir; Sultan Alparslan ile Malazgirt’te çarpışmak üzere yola çıkan Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Bizans’ın Sivas Valisi tarafından Ermenileri şikayet etmesi üzerine, önce Sivas şehrine girer ve 20 bin Gregoryen ermeni’yi kılıçtan geçirir, Malazgirt’te öyle devam eder. Bizans 476-1453 arası bin yıllık tarihi boyunca hiç acımadan sayısız ermeni’nin kellesini almıştır.
Ömürlerinde İstanbul’u hiç görmemişiken, Fatih Sultan Mehmet’in getirip yerleştirmesi ile ilk kez İstanbul’da yaşamaya 1453 den sonra başlamışlardır.. Fatih, İstanbul da ilk defa Ermeni patrikliği kurarak dağınık ermenileri derli toplu hale getirmiş, bir baş altında toplamıştır.
Bu düşünen her ermeni için, ermeniye yapılan çok büyük iyiliktir.
Osmanlı’da ‘Sadık Teba’ (millet-i sadıka) olarak adlandırılan ermeni, en üst vezaret makamlarına güvenle getirilmiş, askerlik yapmadan en iyi meslekler de ve iş kollarında refah içinde yaşamışlardır..
Ancak iyi zamanımızda böyleyken, sıkıntıya düştüğümüz dönemlerde 1800’lü yıllardan başlayarak ihanet etmeye, arkamızdan vurmaya başlamışlardır.
Bunda Amerikalılar ya da diğer uluslar tarafından Anadolu’nun muhtelif köşelerinde kurulan kolejlerde, Katolik ya da başka mezhebe devşirilen, (İngilizler, Fransızlar ve Ruslar tarafından kışkırtılan) ermenilerin çok büyük rolü vardır.
Özetle.. ve sonuçta böyle bir soy ve canilik derecesinde ihanet eden bir oluşum meydana gelmiştir.
Öyle ki ermeni isyanları yıllarında cani ‘taşnak ermeni cinayet örgütü’ tarafından, Türk’e ihanet etmeyen diğer gregorya ermenilerine de taciz, tecavüz ve cinayetler görülmüştür…

EN KÖTÜ YALANI, EN AĞIR İFTİRAYI, EN ALÇAKÇA KATLİAMI YAPAN ERMENİ OLUŞUMU böyle meydana gelmiştir.
Bu nedenle bize kendilerini çok iyi tanıttılar, iç yüzlerini iyi öğrettiler.
Yaşadığımız şu andan itibaren yapacakları hiçbir şey artık bizi şaşırtmıyor bundan sonra şaşırtmazda. Büyük Türk Milleti olarak haksızlık ve iftiralarla mücadelemiz asla soykırım şeklinde değil, tespit ettiğimiz gerçekleri dünya kamuoyuna anlatmak şeklinde olmuştur bundan sonrada öyle olacaktır. Hedefimiz Büyük Atatürk’ün dediği gibi “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli birlik ve beraberliğine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”  öğüdüne sıkı sıkıya bağlı olmaktır.